26 Şubat 2024 Pazartesi

MÜTTEKA VE MUİN

“Biz müttekâ-yı zer-keş-i câha dayanmazuz

Hakk’ın kemâl-î lütfûnadır istinâdımız.”

Bakî (Gazel)

MÜTTEKA VE MUİN

Atilla Baran Can ÇELEBİ


Mevlevilikte “can” tabir edilen dervişlerin (çırak), hücrenişin (kalfa) olmak için aşmaları gereken, Abbasi Devleti’nin Reisi ve İslam halifesine bağlı olan Fütüvvet [Arapça “yiğit, mert kişi” anlamındadır (Anadolu’daki ismi ise ahidir; ahi, Arapça “kardeş” anlamındadır) teşkilatının belirlediği 18 değişik hizmet aşaması vardı. Ve bunlar için 1001 günlük (Arapçadaki “Rıza” kelimesinin ebced hesabındaki değeri) bir süre belirlenmişti. Ayrıca ramazan ve şevval ayları hesaba katılarak, her yıl tekrarlanan 40 günlük oruç ibadetiyle geçirilen ve adına Arapçada kırk sayısı anlamına gelen “erbain” süreleri mevcuttu. Bu dönemde dervişler (çırak) az konuşarak, az yiyerek, az uyuyarak, ayetleri ve hadisleri tefekkür etme sürelerini Dede(Usta)’lerinin talimatlarıyla artırmaya gayret ederlerdi. Bu kırk günlük (Arapça, erbain) süreler içinde dervişler, vücut yorgunluklarından dolayı uyumamak ve yaşadığı manevi halleri derin uykuya dalıp unutmamak için de sivri ucunu yere sabitleyip, yukarı kısmındaki kavisli yerine çenesini veya alnını dayadığı “Muin”i ve ayrıca da dinlenme veya kendinden geçme hallerinde koltuklarının altında yana kaymaması için dayanılacak alet, yardımcı ve yardım eden manalarına da gelen “Mütteka”ları yani tefekkür bastonları kullanırlardı. 

Müttekâ: Arapça isim Vekâ (ayak parmaklarından baş parmağın, şehâdet parmağının üzerine gelmesi) kelimesinden türemektedir. İttikâ: Arapça isim (dayanma, yaslanma olunacak, dayanılacak âlet; koltuk değneği, asâ) Çileye giren dervişler, yatıp uyumamak için, koltuk altlarına müttekâ koyarlardı. Alın kısımlarına ise bir tarafı boş olan alınlık veya çenelikte denilen «muin»(yardımcı)’i koyarlardı. Muin’in bir tarafı, alına veya çeneye dayanak olacak şekilde yapılmıştır. Tefekkür anında duvara dayanmadan, oturur vaziyette olacak şekilde alın veya çene «muin»e dayanır, koltuk altına da «mütteka» alınırdı. Dervişler «erbain(kırk gün) odalarına» daha fazla tefekkürle ibadet etmek için girerlerdi. İşte bu sebeple «erbain odalarına» girenler daha çok tefekkür ederek manevi hallerini arttırmak için az uyumaya gayret ederlerken bu tefekkür bastonlarını kullanırlardı.

Mütteka ve Muin’in sap kısmının bitimi sivri olurdu. Gerektiğinde dış mekânlarda sivri ucu toprağa yere sabitlenerek, namaz esnasında sütre (Namaz kılarken kıble cihetinde duvar vesâir olmadığından, önden geçenlerin namaza zarar vermemeleri için, ön tarafa dikilen şey. En az altmış cm. yükseklik) olarak kullanılırdı. Dervişlerin en önemli aletlerinden biri olan mütteka ve muinler ağaçtan yapıldıkları gibi metalden de yapılırlardı. Çok çeşitli tarz ve biçimlerde yapılan muin ve müttekanın, çok estetik ve lüks sayılabilecek nitelikte olanları da mevcuttur. Bazı muin veya mütekkaların üzerinde çeşitli nakışlar, ayetler ve güzel sözler nakşedilerek süslenirdi. Bu süslemeler ve hat yazıları muin veya müttekanın yapıldığı malzemenin özelliğine göre değişirdi. Eğer muin veya mütteka ağaçtan yapılmış ise üzeri gümüş kakmalarla süslenir, yakmak suretiyle de yazılar ve ayetler yazılırdı. Muin veya mütteka metalden yapılmış ise bu nakışlar ve yazılar kazıma ve dövme yöntemiyle de yapılırdı. Muin ve müttekalar, genellikle bele sarılan, elif-i nemed veya şed’de denilen bir kuşak içinde taşınırdı. Kişiye özel yapılan muin veya müttekaların boyları sütre yapmak için en az altmış cm olurdu. Bütün dinlerin sünnetinde âsa kültürü mevcuttur. Muin ve mütteka geleneği de bu âsa kullanma sünnetinden türemiş ve yıllar içinde de kât’ı, nakış ustalarının san’atlarını mütteka ve muin geleneğine uygulamaları ile de çok değerli ve paha biçilmez eserler meydana getirmişlerdir. Mütteka ve Muin eşyası yapım san’atı, zamanla açık toprak alanlarda bulunan ve namazgâh olarak kullanılan namaz kılma yerlerinin azalarak, camilerin artması sebebiyle namazların açık alanlarda kılınmasının terk edilmesi ve ayrıca tekke ve dergâhlarda uygulanan tefekkür zamanlarının da, tekkelerin kapanmasıyla bittiğinden dolayı da muin ve mütteka geleneği de hemen hemen bitmiştir.


Kaynak :

https://www.academia.edu/115403825/M%C3%BCtteka_ve_Muin